Hayatın bir yerinde sorun teşkil edecek kararlar alabiliriz. Elbette başta bunu anlamayabiliriz. Zaten çevremizden '' insanız bizde hata yapabiliriz '' cümlesinin güvencesine sığınırız...
Kim ister yanlış yapmak?
Kimse istemez. Zaten herkes bilerek ve isteyerek yapmış olsaydı hatalarını ' pişmanlık ' kavramı hayatımızda bu kadar yaygın olmazdı. Bununla ilgili çok örnek görebilir hatta bazen yaşayabilirsin bile. Hayatımıza aldığımız insanlar ile ilgili yorum yapmak istemiyorum bu kez.
Bu kez farklı bir pencereden bakmak istiyorum. Mesela pişmanım denildiğinde çoğu şeyden faydalanabiliyorsun. Mesela mahkemede iyi hal indirimi, çevrende yanlış yapmış olduğun insana pişmanım diyerek özür dilediğinde affediliyorsun, affediyoruz bazen hepimiz...
Bence yanlış. Pişmanım kelimesi bile belli bir kesim için kullanılmalı, yoksa her hata yapan insan pişmanım'a sığınırsa herkes herşeyi yapmaya devam eder. Ve buna engel olamayız...
Hani rahmetli Müslüm Gürses demiş ya,
'' Son pişmanlık neye yarar. Her şeyin bedeli var. ''
Evet herşeyin pedeli var ve bu bedel ödetilmeli. Zaman geçiyor ve bu hızlı geçen zamanın ve hayatın bizde ukte kalmaması için yapılacak ne varsa eğer yapılmalı şartlar ve imkanlar dahilinde. Bir insan bir insana aşık olabilir, ki bence doğru kişi ve zamansa eğer aşk güzel bir şey. Hayatına almak ve hayatın boyunca yanında olmasını istediğin insanı neden üzer bir insan? aldatır... Aslında aldatan aldanır. Kendini düşürür, yerden kaldıramaz bile...
Sen değil misin o insan ile olabilmek için kırk takla atan? Sürpleriz yapan, yemeğe götüren.
Gezdiren, birlikte eğlenen sen değil misin? Peki ne değişti? Bir insan sevdiğinden sıkılmaz,
bir insan sevdiğine hergün sevgi besler, filizlendirdikçe'de o sevgi büyür gider, kimse bilmez.
Ölümüne seviyorum diyen adamlar,
Sevdiğim dediği kadınlara kıydılar!